Filistin'de yine yangın var, şehir yanıyor, insanlar öldürülüyor, ağır silahlarla taranan halk; genç-yaşlı-çocuk, bebek ayırımı olmadan kurşunlara ve bombalara hedef olmaya devam ediyor.
İsrail devletinin alışılagelmiş vahşetlerinden biri daha uygulanıyor.
İsrail'in, Kudüs'ün tamamında egemen olmak ve ebedi başkent olarak "Birleşik Kudüs'ü" meşrulaştırmak istediği biliniyor.
Siyonistlerin hedefi bununla da sınırlı değil, adım adım "vadedilmiş topraklarda" "Büyük İsrail devleti" kurmaktır. Bu da fitne, zulüm ve savaşın sürekliliği demektir.
Batıda yaşanan soykırımın karşılığını Doğu'da süper bir devlet olarak almayı amaç edindiği de ortadadır. Böyle bir amacın; mazlum bir toplumu nasıl da zalim ve cani bir topluma dönüştürdüğünü insanlık sadece seyretmekle yetinmektedir.
Esas itibarıyla İsrailoğullarının mazlum olması da, zalim olması da yeni değildir. Onlar hakkında Kur'an'da ifade edilen çok sayıda ayetten sadece iki tanesini dikkatlere sunmak istiyorum:
Hani sizi Firavun'un yandaşlarından kurtarmıştık. Zira onlar, eziyetin en kötüsünü size lâyık görüyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Bu uygulamada, sizin için Rabbinizden ağır bir imtihan vardı.
(Bakara/2:49)
Ve bir zaman, (ey) İsrailoğulları, (sizden) şu (konularda) kesin taahhüt almıştık:
'Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz; akraba ve ebeveyninize, yetimlere ve fakirlere iyilik yapacaksınız; bütün insanlarla güzellikle konuşacaksınız; namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve karşılıksız yardımda bulunacaksınız.'
Ama birkaçınız dışında bu sözünüzden döndünüz: zaten siz, inatçı, isyankâr bir topluluksunuz!
(Bakara/2:83)
Nazi zulmünden kısa bir süre sonra devlet ile ödüllendirilen Yahudilerin, benzer bir zulmü Filistin halkına reva görmeleri, söz konusu ayetlerle daha iyi anlaşılacağına inanıyorum.
Tarihi serüvenleri dikkate alındığında bu durumun patolojik bir vaka olduğu görülecektir.
Firavun'un ağır zulmünden Hz. Musa ile kurtulan İsrailoğulları, kölelik zincirlerini kıramadıkları için ve kendi başlarına, kendi kendilerini yönetmeyi başaramadıkları için uzun bir dönem dağınık ve ilkel yaşamı sürdürmüşlerdi.
Kur'an ifadesiyle, bir düzen kurarak barış içinde yaşamaya ve medenileşmeye hep direnmiş ve bu nedenle de kendi kavimlerinden olmasına rağmen birçok peygamberi de öldürmüşlerdi.
Gerçek şu ki, biz İsrailoğullarından kesin bir taahhüt almış ve onlara elçiler göndermiştik: (ama) ne zaman bir elçi, onlara hoşlanmadıkları bir şey getirdiyse (isyan ettiler:) o (elçi)lerin bir kısmını yalanladılar, diğerlerini de öldürdüler
(Maide/5:70)
Yaklaşık yüz yıl süren bir dönemde, Hz. Süleyman ve Hz. Davud ile gücün ve egemenliğin zirvesine yükselen Yahudiler, bunun da değerini bilemedikleri için kısa bir süre içinde azgınlaşıp yeryüzünde yeniden fitne çıkarmaya ve zulüm yapmaya başladılar.
Anlaşılan da şudur ki geçmişten bugüne İsrailoğulları hep zulümle ve fitne ile beslenmiş bir kavimdir. Müslümanlar geçmişten ayetlerden ders çıkarmalıdır birbirine sımsıkı iman gücüyle sarılmalıdır , mazlumun yanında yer almalıdır. Hedef Türkiyedir hedef büyük İsrail devleti kurmaktır.
Bebeklerin çocukların insanların ölmediği bir Dünya'da yaşamak olsun kaygımız Rabbim yar ve yardımcıları olsun.
Hepinize saygı ve hürmetlerimi gönderiyorum Allah'a emanet olun sevgili okurlarım...