Eğitimciler ayakta eğitim sendikaları iş bırakarak eylem yaptı
Eğitimciler ayakta eğitim sendikaları iş bırakarak eylem yaptı
İstanbul’da bir okulda yaşanan ve müdürün öldürülmesiyle sonuçlanan öğrenci öğretmen tartışmalarında öğretmenlerin zarar görmesi dolayısıyla Düzce’de bulunan eğitim sendikaları iş bırakarak eylem yaptı.
1/6
Milli eğitime bağlı eğitim kurumlarının idareci ve öğretmenleri yasaların düzenlenmesi ve öğrenci ve velilerin öğretmenlere uyguladığı şiddete cezaların artırılmasını talep etti. İstanbul Eyüpsultan'da yabancı uyruklu öğrenci tarafından silahla vurularak ağır yaralanan özel lisenin müdürü, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti. Alibeyköy Mahallesi Beste Sokak'taki özel lisede yabancı uyruklu bir öğrenci, okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan'a (74) silahla ateş ederek öldürmüştü.
2/6
Yaşanan cinayetin ardından eğitimciler can güvenliklerinin olmadığını belirterek eylem yaptı. Düzce’de bulunan Eğitim-Bir Sen, Türk Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim-Sen, Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Teç-Sen Düzce Şube ve Temsilciliklerine bağlı öğretmenler, Anıtpark meydanından başlayarak Cedidiye meydanına kadar yürüdü. Ayrı Ayrı yapılan eylemlerde öğretmenler, yürüyüşlerinde can güvenliklerinin olmadığını, yasaların iyileştirilmesi gerektiğini belirten pankartlar taşıyarak “okulda ölmek istemiyoruz” sloganları attı.
3/6
Şiddete karşı yasal düzenleme istiyoruz.Eğitim-Bir Sen adına açıklama yapan Memur-Sen ve Eğitim-Bir Sen başkanı İsmail Atay, “eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek ve şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak, mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız” diyerek yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi; “Son olarak İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef kurtarılamayarak vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz.
4/6
Kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımızı yıllardır yapıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşurduk. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır. Öğretmen, memur, hizmetli, şef, şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz. Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk.
5/6
Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip son ana kadar sergilediğimiz ısrarın gereği yapılmadı. O gün gereği yapılsaydı belki bugün daha farklı konuşmak mümkün olacaktı. Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor, ülke genelinde basın açıklamaları yapıyoruz. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz.
6/6
Son birkaç yılda yaşanan hadiselere bakıldığında görülecektir ki, şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, ne yazık ki yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş; eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır. Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir. Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir.Devletin bu yükümlülük çerçevesinde, suç işlemekten caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma ve ayrıca buna ilişkin ihlalleri önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirme ödevinin hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz.Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.