**Google Otomatik Reklamları**
**Google Otomatik Reklamları**

Destici'den doğalgaz açıklaması

Siyaset (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.08.2020 - 17:48, Güncelleme: 26.08.2020 - 17:48
 

Destici'den doğalgaz açıklaması

Destici'den doğalgaz açıklaması BBP Genel Başkanı Destici, " Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir.
Destici'den doğalgaz açıklaması BBP Genel Başkanı Destici, " Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi, milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum." " Türkiye, bu yağma düzeninin içinde, onuruyla, kararlılığıyla, tarihi misyonuyla, bölgede mağdur edilen milyonlarca Müslümanın ve mazlumunyanında yer almasıyla, doğru bir duruş ve tavır göstermiştir" ANKARA - Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi, milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum" dedi. Destici partisinin genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında güneme dair açıklamalarda bulundu. Karadeniz'de bulunan doğalgaz rezervinin mutluluk verici olduğunu belirten Genel Başkan Destici, "Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğalgaz bulunduğu açıklandı. Türkiye Petrolleri tarafından bulunan doğalgaz rezervi yine milli kuruluşumuz tarafından çıkarılacak. Türkiye'nin doğalgaz keşfi, başka bir açıdan, ekonomimizde, enerji ithalinden kaynaklanan kayıplarımızın azalması anlamına da geliyor. Enerji ve ekonomiyle ilgili teknik değerlendirmeleri yapacak çok zamanımız olacak. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi, milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin bölgesinde daha güçlü bir ekonomiye sahip olmasının, Türkiye sınırlarında yaşayan hiç kimseyi rahatsız etmemesi, rahatsız olanların ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde yaşamaya layık olmadıklarını düşünüyorum" ifadelerine yer verdi. Yunanistan ile yaşanan soruna dikkat çeken Destici, "Topraklarının sadece yüzde 18'i adalardan oluşan Yunanistan'ın, karasuları ve kıta sahanlığını sanki bir "adalar devleti"ymiş gibi belirlemeye çalışması ve ilan etmesi hukuksuzluktur. Yunanistan'ın Ege'de ve Akdeniz'de insan yaşamayan kayalıkları bile tıpkı bir anakara gibi, karasuları ve kıta sahanlığının ekseni yapmaya çalışması hukuksuzluktur. Yunanistan'ın Ege'de ve Akdeniz'de hak iddia ederken Türkiye'nin Ege'de -adalar dışında- sahip olduğu 2805 km ve Akdeniz'deki 1577 km'lik kıyı uzunluğunu yok sayması hukuksuzluktur. Yaşananların neticesinde "Yunanistan'ın ne istediği" ya da "ne yapmak istediği" ile ilgili hiç kimsenin tutarlı bir izahının da var olmadığı, var olamayacağı kanaatindeyim. Bu akıl tutulmasının, Türkiye'den çok Yunan halkının problemi olduğu, Türkiye'den ve Türklerden çok Yunanistan'ın ve Yunan halkının güvenliğini tehdit ettiğini düşünüyorum. Bu meselede, Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili hiçbir endişe taşımadığımızı da ayrıca ilave ederek, şimdilik, bu konuya nokta koymak istiyorum" değerlendirmesini yaptı. Destici, "Fransa halkının ve Avrupa Birliği'nin ciddiyetle düşünmesini tavsiye ediyoruz" "Fransa'nın, Yunanistan'ın şımarıklıklarını düşünmesi lazım" diyen Destici sözlerini şöyle sürdürdü: "Fransa'nın Nicolas Sarkozy'le başlayan ve bugün Emmanuel Macron'la devam eden liderlik problemi, Fransa'dan taşıp bir Avrupa meselesi haline dönüşmüş durumda. Avrupa'nın en köklü devletlerinden Fransa'nın, sayısız hukuksuzluğu göz ardı ederek, Yunanistan'ın artık "şımarıklık"la izahedilemeyecek saçmalıklarının peşine takılması ve Akdeniz'de oluşabilecek bir çatışma ortamına zemin hazırlaması üzerinde, Fransa halkının ve Avrupa Birliği'nin ciddiyetle düşünmesini tavsiye ediyoruz." Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye'nin dik bir duruş sergilediğinin altını çizen Destici, "Maalesef Doğu Akdeniz kıyılarında, 1800'lü yıların sonunda Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerin bir benzeri yaşanıyor. Doğu Akdeniz'de var olduğu anlaşılan kaynaklara sahip olmak için, küresel emperyalizm, bu bölgede kaynakları kendi kasasına akıtacak kukla yönetimler oluşturmaya çalışıyor. ve bu operasyon, öncekilerde olduğu gibi, hiçbir insanlık, ahlak ve vicdan ölçüsü taşımadan gerçekleşiyor. Türkiye, bu yağma düzeninin içinde, onuruyla, kararlılığıyla, tarihi misyonuyla, bölgede mağdur edilen milyonlarca Müslümanın ve mazlumunyanında yer almasıyla, doğru bir duruş ve tavır göstermiştir. Bu notada başta siyaset kurumu olmak üzere, siyasetçilere ve her vatandaşımıza düşen en önemli görev ülkemize, milletimize katkı yapmak olmalıdır. Bu gayretteyiz, bu istikamette devam edeceğiz" diye konuştu. Giresun'daki sel felaketi Giresun'da yaşanan sel feleketinin ardından vatandaşlarının maduriyetinin giderilmesinin gerekli olduğunu kaydeden Destici, "Giresun'da büyük bir sel felaketi yaşadık. Şu an itibariyle 3'ü asker 8 vatandaşımız vefat etti, 8 vatandaşımız ise kayıp durumda. Öncelikle kaybettiğimiz vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Vefat eden vatandaşlarımız geri getirmek elbette artık mümkün değil ama devletimiz, bu büyük yıkımın ardından yerleşim yerlerinin ve vatandaşlarımızın gördüğü zararları hızla gidermelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin buna gücü vardır. Yaşadığımız son felaketin ardından, tabiatla ilişkimizi ve tabiata karşı davranışlarımızın muhasebesini tekrar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğayla savaşmamalıyız. Doğaya, ona zarar vermeden uyum sağlamalıyız. Yaşadığımız son felaketin ardından, tabiatla ilişkimizi ve tabiata karşı davranışlarımızın muhasebesini tekrar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğayla savaşmamalıyız. Doğaya, ona zarar vermeden uyum sağlamalıyız.Devlet aynı zamanda bu görevler için vardır. Kamu kaynaklarının aktarıldığı, halkın verdiği yetkiyle ve devlet adına görev yapan belediyeler, şehircilikle ilgili düzenlemeleri yaparken yaşanabilecek bütün olumsuzlukları düşünerek tedbir almalı, hazırlıklarını buna göre yapmalıdır. Devlet aynı zamanda bu görevler için vardır. Kamu kaynaklarının aktarıldığı, halkın verdiği yetkiyle ve devlet adına görev yapan belediyeler, şehircilikle ilgili düzenlemeleri yaparken yaşanabilecek bütün olumsuzlukları düşünerek tedbir almalı, hazırlıklarını buna göre yapmalıdır" ifadelerini kullandı. "Umuyor ve diliyoruz ki hastalığa ait rakamların ivmesi azalarak devam eder" Korona virüs tehlikesinin hala devam ettiğini söyleyen Destici, "Tüm dünya, bugün yaşayan hiç kimsenin daha önce şahit olmadığı olağanüstü bir dönemden geçiyor. Küresel salgın, ülkemizde de sosyal hayatın bütününü, bütün katmanları ve yönleriyle etkiliyor. Öncelikle kaybettiğimiz vatandaşlarımız Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Bu vesileye tekrar, şahsım ve camiamız adına, fedakar sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı arz ediyorum. Umuyor ve diliyoruz ki hastalığa ait rakamların ivmesi azalarak devam eder ve hiç kimsenin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmediği günlere bir an önce ulaşırız" değerlendirmesi yaptı. Malazgirt Savaşı'nı ve Zafer Bayramı'nın anlamının büyük olduğunu dile getiren Destici, şunları dedi: "Türk Milleti, bugün sahip olduğumuz bilgi ve belgelere göre 1000 yıldır, devam eden araştırmalara göre, çok daha uzun zamandır, güçlü bir şekilde Anadolu'da varlığını devam ettiriyor. 26 Ağustos 1071 yılında kazandığımız ve tarihçiler arasında "Türklere Anadolu'nun kapılarında kesin zafer sağlayan son muharebe" olarak anılan Malazgirt Zaferi'yle ise Anadolu, sonrasında milletimizin yaşadığı sayısız imha ve işgal girişimine rağmen, bize ait olmaya devam etti, sonsuza kadar da milletimizin kalacak. 30 Ağustos tarihi, şartlar ne kadar zorlu olursa olsun, imkanlar ne kadar kısıtlı olursa olsun, esir edilemeyeceğimizin, vatanımızı teslim etmeyeceğimizin, Türk Milleti'nin hür ve bağımsız yaşama iradesinin yok edilemeyeceğinin abidevi bir ifadesi olarak, bugün karşı karşıya olduğumuz meselelere, gelecek nesillere ve dünya üzerindeki tüm mazlum milletlere ışık tutuyor. Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, bu toprakları bize vatan yapan, İstiklal Savaşı'mızı kazanarak, ay yıldızlı al bayrağın altında hür ve bağımsız yaşamamızı sağlayan milletimizin kahraman evlatlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum."
Destici'den doğalgaz açıklaması BBP Genel Başkanı Destici, " Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir.

Destici'den doğalgaz açıklaması

BBP Genel Başkanı Destici, " Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi, milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum."

" Türkiye, bu yağma düzeninin içinde, onuruyla, kararlılığıyla, tarihi misyonuyla, bölgede mağdur edilen milyonlarca Müslümanın ve mazlumunyanında yer almasıyla, doğru bir duruş ve tavır göstermiştir"

ANKARA - Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi, milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum" dedi.

Destici partisinin genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında güneme dair açıklamalarda bulundu.

Karadeniz'de bulunan doğalgaz rezervinin mutluluk verici olduğunu belirten Genel Başkan Destici, "Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğalgaz bulunduğu açıklandı. Türkiye Petrolleri tarafından bulunan doğalgaz rezervi yine milli kuruluşumuz tarafından çıkarılacak. Türkiye'nin doğalgaz keşfi, başka bir açıdan, ekonomimizde, enerji ithalinden kaynaklanan kayıplarımızın azalması anlamına da geliyor.

Enerji ve ekonomiyle ilgili teknik değerlendirmeleri yapacak çok zamanımız olacak. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye'nin doğal kaynakları bütün olarak milletimizindir. Bu şuurdaki her Türk vatandaşı gibi, milletimiz ve ülkemiz adına duyduğum mutluluğumu paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin bölgesinde daha güçlü bir ekonomiye sahip olmasının, Türkiye sınırlarında yaşayan hiç kimseyi rahatsız etmemesi, rahatsız olanların ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde yaşamaya layık olmadıklarını düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.

Yunanistan ile yaşanan soruna dikkat çeken Destici, "Topraklarının sadece yüzde 18'i adalardan oluşan Yunanistan'ın, karasuları ve kıta sahanlığını sanki bir "adalar devleti"ymiş gibi belirlemeye çalışması ve ilan etmesi hukuksuzluktur.

Yunanistan'ın Ege'de ve Akdeniz'de insan yaşamayan kayalıkları bile tıpkı bir anakara gibi, karasuları ve kıta sahanlığının ekseni yapmaya çalışması hukuksuzluktur. Yunanistan'ın Ege'de ve Akdeniz'de hak iddia ederken Türkiye'nin Ege'de -adalar dışında- sahip olduğu 2805 km ve Akdeniz'deki 1577 km'lik kıyı uzunluğunu yok sayması hukuksuzluktur. Yaşananların neticesinde "Yunanistan'ın ne istediği" ya da "ne yapmak istediği" ile ilgili hiç kimsenin tutarlı bir izahının da var olmadığı, var olamayacağı kanaatindeyim. Bu akıl tutulmasının, Türkiye'den çok Yunan halkının problemi olduğu, Türkiye'den ve Türklerden çok Yunanistan'ın ve Yunan halkının güvenliğini tehdit ettiğini düşünüyorum. Bu meselede, Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili hiçbir endişe taşımadığımızı da ayrıca ilave ederek, şimdilik, bu konuya nokta koymak istiyorum" değerlendirmesini yaptı.

Destici, "Fransa halkının ve Avrupa Birliği'nin ciddiyetle düşünmesini tavsiye ediyoruz"

"Fransa'nın, Yunanistan'ın şımarıklıklarını düşünmesi lazım" diyen Destici sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fransa'nın Nicolas Sarkozy'le başlayan ve bugün Emmanuel Macron'la devam eden liderlik problemi, Fransa'dan taşıp bir Avrupa meselesi haline dönüşmüş durumda.

Avrupa'nın en köklü devletlerinden Fransa'nın, sayısız hukuksuzluğu göz ardı ederek, Yunanistan'ın artık "şımarıklık"la izahedilemeyecek saçmalıklarının peşine takılması ve Akdeniz'de oluşabilecek bir çatışma ortamına zemin hazırlaması üzerinde, Fransa halkının ve Avrupa Birliği'nin ciddiyetle düşünmesini tavsiye ediyoruz."

Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye'nin dik bir duruş sergilediğinin altını çizen Destici, "Maalesef Doğu Akdeniz kıyılarında, 1800'lü yıların sonunda Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerin bir benzeri yaşanıyor. Doğu Akdeniz'de var olduğu anlaşılan kaynaklara sahip olmak için, küresel emperyalizm, bu bölgede kaynakları kendi kasasına akıtacak kukla yönetimler oluşturmaya çalışıyor. ve bu operasyon, öncekilerde olduğu gibi, hiçbir insanlık, ahlak ve vicdan ölçüsü taşımadan gerçekleşiyor. Türkiye, bu yağma düzeninin içinde, onuruyla, kararlılığıyla, tarihi misyonuyla, bölgede mağdur edilen milyonlarca Müslümanın ve mazlumunyanında yer almasıyla, doğru bir duruş ve tavır göstermiştir. Bu notada başta siyaset kurumu olmak üzere, siyasetçilere ve her vatandaşımıza düşen en önemli görev ülkemize, milletimize katkı yapmak olmalıdır. Bu gayretteyiz, bu istikamette devam edeceğiz" diye konuştu.

Giresun'daki sel felaketi

Giresun'da yaşanan sel feleketinin ardından vatandaşlarının maduriyetinin giderilmesinin gerekli olduğunu kaydeden Destici, "Giresun'da büyük bir sel felaketi yaşadık.

Şu an itibariyle 3'ü asker 8 vatandaşımız vefat etti, 8 vatandaşımız ise kayıp durumda.

Öncelikle kaybettiğimiz vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Vefat eden vatandaşlarımız geri getirmek elbette artık mümkün değil ama devletimiz, bu büyük yıkımın ardından yerleşim yerlerinin ve vatandaşlarımızın gördüğü zararları hızla gidermelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin buna gücü vardır.

Yaşadığımız son felaketin ardından, tabiatla ilişkimizi ve tabiata karşı davranışlarımızın muhasebesini tekrar yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Doğayla savaşmamalıyız. Doğaya, ona zarar vermeden uyum sağlamalıyız. Yaşadığımız son felaketin ardından, tabiatla ilişkimizi ve tabiata karşı davranışlarımızın muhasebesini tekrar yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Doğayla savaşmamalıyız. Doğaya, ona zarar vermeden uyum sağlamalıyız.Devlet aynı zamanda bu görevler için vardır. Kamu kaynaklarının aktarıldığı, halkın verdiği yetkiyle ve devlet adına görev yapan belediyeler, şehircilikle ilgili düzenlemeleri yaparken yaşanabilecek bütün olumsuzlukları düşünerek tedbir almalı, hazırlıklarını buna göre yapmalıdır. Devlet aynı zamanda bu görevler için vardır. Kamu kaynaklarının aktarıldığı, halkın verdiği yetkiyle ve devlet adına görev yapan belediyeler, şehircilikle ilgili düzenlemeleri yaparken yaşanabilecek bütün olumsuzlukları düşünerek tedbir almalı, hazırlıklarını buna göre yapmalıdır" ifadelerini kullandı.

"Umuyor ve diliyoruz ki hastalığa ait rakamların ivmesi azalarak devam eder"

Korona virüs tehlikesinin hala devam ettiğini söyleyen Destici, "Tüm dünya, bugün yaşayan hiç kimsenin daha önce şahit olmadığı olağanüstü bir dönemden geçiyor.

Küresel salgın, ülkemizde de sosyal hayatın bütününü, bütün katmanları ve yönleriyle etkiliyor. Öncelikle kaybettiğimiz vatandaşlarımız Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Bu vesileye tekrar, şahsım ve camiamız adına, fedakar sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı arz ediyorum. Umuyor ve diliyoruz ki hastalığa ait rakamların ivmesi azalarak devam eder ve hiç kimsenin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmediği günlere bir an önce ulaşırız" değerlendirmesi yaptı.

Malazgirt Savaşı'nı ve Zafer Bayramı'nın anlamının büyük olduğunu dile getiren Destici,

şunları dedi:

"Türk Milleti, bugün sahip olduğumuz bilgi ve belgelere göre 1000 yıldır, devam eden araştırmalara göre, çok daha uzun zamandır, güçlü bir şekilde Anadolu'da varlığını devam ettiriyor.

26 Ağustos 1071 yılında kazandığımız ve tarihçiler arasında "Türklere Anadolu'nun kapılarında kesin zafer sağlayan son muharebe" olarak anılan Malazgirt Zaferi'yle ise Anadolu, sonrasında milletimizin yaşadığı sayısız imha ve işgal girişimine rağmen, bize ait olmaya devam etti, sonsuza kadar da milletimizin kalacak.

30 Ağustos tarihi, şartlar ne kadar zorlu olursa olsun, imkanlar ne kadar kısıtlı olursa olsun, esir edilemeyeceğimizin, vatanımızı teslim etmeyeceğimizin, Türk Milleti'nin hür ve bağımsız yaşama iradesinin yok edilemeyeceğinin abidevi bir ifadesi olarak, bugün karşı karşıya olduğumuz meselelere, gelecek nesillere ve dünya üzerindeki tüm mazlum milletlere ışık tutuyor. Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, bu toprakları bize vatan yapan, İstiklal Savaşı'mızı kazanarak, ay yıldızlı al bayrağın altında hür ve bağımsız yaşamamızı sağlayan milletimizin kahraman evlatlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcehurhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.